z4gR35
Mesaj Sayısı : 72 Kayıt tarihi : 29/08/10 Yaş : 33 Nerden : İzmir Bucaa!! Cinsiyet :
| Konu: Call Of Duty 5 : World At War Perş. Eyl. 23, 2010 5:27 pm | |
| OYUN HAKKINDAC:\Documents and Settings\Kullanıcı Adınız neyse\Local Settings\Application Data (Local settings dosyası genelde gizli dosyadır.. Göremeyenler için ; Penceredeki Araçlar sekmesini tıklayın ve Görünüm/ Klasör seçeneklerine gelin.. Ordan "Gizli Dosyaları Göster" seçeneğini işaretleyerek Local settings klasörünü görebilirsiniz..) Sonra üstteki yolu izleyin ve oraya kopyaladığınız Activision klasörünü yapıştırın.. Değiştirilsin mi uyarısının hepsine EVET diyin ve oyuna baslayin sorunsuz oynayın Denenmiştir.. NOT:Vistada oyunu açamayanlar konunun başındaki save dosyasını C:\Users\Kullanıcıadı\AppData\Local içerisine atsınlar... SİSTEM GEREKSİNİMLERİSistem = Windows XP - SP2 veya Windows Vista İşlemci = AMD Athlon 64 3200+ / Intel Pentium 4 3.0 GHz veya üstü ram = 512 MB RAM - Windows Vista için 1 GB RAM Ekran Kartı = NVIDIA GeForce 6600 GT / ATI Radeon X1600 XT veya üstü Boş Alan = 8 GB OYUN GÖRÜNTÜLERİOYUN BİLGİLERİ
Güzel, beğenilen ve teknik açıdan üst seviyelerde bir oyuna devam oyunu yapmak kolay bir şey değildir. Özellikle de sadece altı ay gibi bir süre içerisinde 10 milyon kopyası satılan bir oyuna. 2007 Kasım ayında çıkan InfinityWard imzalı Call of Duty 4: Modern Warfare, oyuncuların ve özellikle de FPS severlerin aklını almıştı, yoğunluğu, aksiyonu ve harika grafikleri ile her kesimin beğenisini kazanıp, çok oyunculu kısmı ile adeta bağımlılık yaratmıştı. Ancak şimdi Call of Duty yapma sırası Treyarch’da, adını Call of Duty serisi ile iyici duyurmuş olan yapımcılar, 2008 Kasım’da çıkacak Call of Duty: World at War ile bayrağı devralıp, bizleri günümüz modern operasyonlarından alıp tekrar geçmişe, İkinci Dünya Savaşı’na götürüyor. Oyunu InfinityWard yerine Treyarch’ın yapıyor olması ve M-16 yerine M1 Garand kullanılacak olması oyuncular arasında koyu bir tartışma başlamasına neden oldu. Treyarch stüdyosunun patronu Mark Lamia bunu anlayışla karşılıyor; “İnsanlar daha önce oynadıkları İkinci Dünya Savaşı oyununun aynısını tekrar oynamak istemiyorlar.” Ancak kendisinin bir mesajı da var, Treyarch, bir ikinci dünya savaşı FPS’si nasıl olmalı konusunda kuralları yeniden koymaya geliyor. World at War’da iki ana hikâye olacak tek oyuncu modunda. Savaşın sonlarını konu alan bir Kızıl Ordu harekatı ve Amerikalılar ile Japonlara karşı adalarda sek sek oynayacağımız bir Pasifik harekatı. Pasifik temalı harekat, hikaye ve bölümler bu tür oyunlar için biraz nadir sayılabilecek şeyler, kısmen bunun sebebi gür ve balta girmemiş tropik ormanları ve bitki örtüsünü doğru dürüst yakalayıp sergileyecek teknolojinin henüz gelişmemiş olmasından, haliyle bombalarla darma duman edilmiş bir Avrupa köyü yapmak daha kolay her zaman için. Çağdaş işlemciler neyse ki, artık bu tür sık ve tropik ormanların hakkını verebiliyor. Ancak, olay sadece bununla bitmiyor, Mark Lamia’ya göre: “Olay sadece mevki olarak Pasifik bölgesine gitmek değil, tropik ormanların içine gidiyoruz, onlarla ilgili ne varsa yapacağız. Ama asıl olay Japon İmparatorluk ordusunda, çünkü Avrupalı Mihver devletlerinden temelde farklı bir düşman oldukça, klasik Banzai saldırısı dışında kimsenin bu düşman kuvveti adamakıllı yaptığını düşünmüyorum.” diyen Lamia şunları ekliyor; “Oyun daha çetin ve stresli, biraz da kirli olacak. Bu oyun için eldivenleri çıkardık diyebilirim. İkin Dünya Savaşını sterilize edip yumuşatmayacağız.” Evet, karşımızda yine bir ikinci dünya savaşı var, ancak bu sefer biraz değişik olduğunu rahatça söyleyebilirim. World at War, Modern Warfare’den tam olarak bir geriye dönüş değil, çünkü oyunda CoD 4’ten oldukça ilham alınmış, hem teknik olarak hem de yaratıcılık açısından. Bu ilhamların en belirgin olanı, olgun, kimi zaman vahşi olan hikaye anlatım şekli. Treyach’ın yaptığı gösterimden edinilen izlenimlere bir bakalım, daha iyi anlayacağız. World at War’a Makin Atolü’nün sahilinde bir kulübenin içinde elimiz kolumuz bağlanmış bir şekilde başlıyoruz. Bir Japon subayı önümüzde diğer bir donanma askerinden bilgi talep etmekte. Yüzüne tüküren askerin suratında sigarasını söndüren Japon subay daha sonra bir bıçak ile oldukça kanlı bir son veriyor silah arkadaşımızın hayatına. Aynı kaderi paylaşmadan takviye güç geliyor ve ortalığın karışmasını fırsat bilerek elimizde beylik tabancamız kaçmaya başlıyoruz. Tarihi olarak doğruluğu mevcut mu peki? Treyarch’ın oyun için yaptığı araştırmada hayatta kalan savaş gazilerinden ve sayısız kayıt belgesinden ve benzer materyalden yararlanılmış. Oynanış olarak da vahşi ve zalim bir açı yakalanmış; Japonlar iyi orman savaşçıları olarak bilinirler, onları hiç beklemediğiniz bir anda beklemediğiniz bir yerden aniden ortaya çıkıp size saldırabilirler. Bu özellikleri World at War’da da işlenmiş, iyi kamufle olmuş Japon askerleri orman içinde birkaç metre ötenizde birden ortaya çıkabiliyorlar, ve çıkacaklar da. Bu taktiği karşı koymanın bir yöntemi alev makinesi kullanıp çevreyi yakıp çehresini değiştirmek. Etraftaki tüm otları ve sazlıkları küle çevirirseniz artık içlerinde saklanamazlar. Elbette bir insanı ateşe vermek temiz ve düzgün bir şey olmayabilir ve sağlıklı, ama bu şekilde savaşta sırtınızda jel hale getirilmiş benzin taşımanın bazı dezavantajlarını keşfetmiş olacaksınız. Bunun yanında bir de düşman keskin nişancıları var sorun olacak, kendilerini ağaçlara bağlayıp günlerce orada bekleyebiliyorlar hedeflerinin gelmesi için. Ateş ettiklerinde ilk seferde öldürmek için ateş etmeyip yaralıyorlar, çünkü arkadaşlarının onu kurtarmak için koşarak yanına gelip açık hedef olacaklarını biliyorlar. Otları ateşe vermek ile birlikte şüpheli gördüğünüz ağaçlara ateş etmek, özellikle sniper’lardan kurtulmanın oldukça temiz ve etkili bir yolu, bu şekilde doğru ağaca nişan alırsanız eğer ağaçtan aşağı düşüp güvenlik olarak ayak bileğine bağladığı ipten sarkan Japon askerleri ile karşılaşmanız olası. Treyarch’ın bu yeni Pasifik savaşı oyununda en çok odaklandığı nokta Japon askerlerinin, seride uzun süredir tek düşman olarak varolan Almanlardan ne kadar farklı olduğu olarak göze çarpıyor. Sadece üniforma, görünüm ve konuştukları dil farklı değil, Japonların bambaşka bir taktik ve savaş anlayışı bulunuyor. Bushido düsturuna bağlı olan Japon askerleri daha çok gerilla savaşı taktiklerini tercih ediyor. Sahilden çıkıp yakındaki sık ağaçlık bölgeye giriyor oynadığımız karakter ve birkaç donanma askeri, karanlık ağaçların arasında ilerlerken birkaç ceset ile karşılaşıp yola devam ediyor grup. Gerçekte ise o ölü askerler, ölü taklidi yapan Japon askerleri ve birden canlanıp takıma arkadan saldırıyorlar. Bölüm tasarımında ilgi çeken bir nokta, Treyarch’ın lineer bir oyun yerine birden fazla seçilebilecek yol ve güzergâh hazırlamış olması, farklı yolları seçip farklı taktikler uygulamak mümkün. Örnek olarak ilk bölüm olan Makin bölümünde savaşın ilk kısmı yukarıda bahsettiğimiz gibi sahilde geçiyor ve sahilde suya çakılmış kazıkların üstüne inşa edilmiş bir köy var. Dilerseniz köyün altından, suyun içinden geçebilir, dilerseniz de daha doğrudan, ama daha tehlikeyi açık bir yol izleyip yukarıdan gidebilirsiniz. Bu esnada serinin tanıdık ve bilindik yoğun aksiyonunun aynı şekilde korunduğunu görüyoruz. Çatışma başladığı anda birbirine ateş eden insanlar ve silah seslerinden fazlası var, patlayan el bombaları, atlayan askerler, bir köşede ölümcül bir yakın dövüş sergilemekte olan iki asker gibi şeyler dönüyor etrafınızda. Call of Duty’de bu bir gelenektir, sizin tüm dünyayı kurtaran cengaver tek tabanca bir süper asker olmadığınızı, ve savaşın sadece sizin etrafınızda dönüp bitmediğini çok iyi hissettiriyor oyunun atmosferi.
OYUN HİLELERİ
Oyun esnasında ~ tuşuna basarak konsol penceresini açın. devmap mak'i yazarak hile kodlarını aktif edin ve aşağıdaki kodları girin: give all - Tüm silahlar. devmap [harita ismi] - Haritayı değiştirir. notarget - Görünmezlik. god - Ölümsüzlük. mapname - Harita isimlerini listeler.
LİNKLER
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
| |
|