★ÅDMÌN★
Mesaj Sayısı : 702 Kayıt tarihi : 14/08/10 Yaş : 33 Nerden : İzmir Cinsiyet :
| Konu: Mahalle maçları kuralları Muhaha =) Ptsi Eyl. 13, 2010 9:59 pm | |
|
- Iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.
- Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.
- Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.
- Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maç biterdi.
- Üç korner bir penaltıydı.
- Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.
- Frikiklerde açıl biraz` denince `Burası Ali Sami Yen mi` şeklinde cevap verilirdi.
- Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.
- Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe `Açılsana 3 kere sektirdim` derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı.
- Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes `işe işe!` diye bağırırdı.
- Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.
- Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.
- Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz, Hagi, Hakan, Hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı.
- Topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.
- Klişe laflar vardı: `At bakayim abinin kıllı göğsüne!`
- Elin avantajı olmazdı.
- Bel üstü gol sayılmazdı.
- Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.
- Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.
- Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.
- Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.
- Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi... Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.
- Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.
- Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.
- Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.
- Oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.
- Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "Merak etme olm, teknik vuracam."
- Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası "Sonum bir Allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.
- Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen "Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap" derdi.
- Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.
- Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "Adamın devam ediyor." derdi.
- Milli birlik ve beraberliğimiz mahalle maçlarında başlamıştır. Önce maçlar yapılır... Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu.
- Atan alır spor vardı. Eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.
- Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. Aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.
- Skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında "Golü atan kazanır." kuralı işlerdi.
- Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı.
- El kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...
- Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.
- Kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. Karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.
- Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.
- Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.
| |
|